More

    SİCİM TEORİSİ (THE STRING THEORY)

    Konu başlığından anlaşılacağı üzerine bu sefer konumuz bilim. Atatürk’ün de dediği gibi hayatta en hakiki mürşit ilimdir fendir sözü ile sizlere sicim teorisini anlatmaya çalışacağım.

    Sicim teorisi benim daha önceki okumalarımda evrim ve kuantum teorisi üzerine yapmış olduğum okumalar ve izlemiş olduğum belgeseller sonrasında beni merakta bırakan ve sürekli olarak araştırmaya sevk eden ve aynı zamanda yaşadığımız dünyayı anlama noktasında farklı bakış açısı sunan bir teori.

    Sicim teorisi aynı zamanda herşeyin teorisi olarak kısaca nitelendirilen bir teoridir. Peki nedir herşeyin teorisi? Yaşadığımız dünyada trafik ışıklarında hem yeşil ışığın hem de kırmızı ışığın doğru olduğu bir dünyada yaşadığımızı söylesem acaba kim inanır değil mi?  O zaman sizinle bir bilim yolculuğuna başlayalım.

    Newton ismini duyunca hemen hemen herkesin aklında kafasına elma düşen adam geliyor. Uzun ama baya bir uzun süre boyunca bilim tarihi Newton’ın kanunlarını kabul etti taki  300 sene sonra Einstein’in genel görelilik özel görelilik teorilerini barındıran izafiyet teorimini ortay atana kadar. Fakat bu teoriler dünyadaki ve evrendeki hareket yasalarını tam olarak açıklama da hep eksik kalıyordu. Atom üstü parçacıkların hareketlerini anlayabiliyorduk fakat peki atom altı parçacıkların hareketlerini ise anlamladıramıyorduk. Bu kapsamda atom altı parçacıkların hareketlerini inceleyen kuantum teorisi ortaya çıktı. Fakat anlaşılmayan nokta aynı evrende aynı dünya içerisinde kuantum teorisi ile Einstein’in genel görelilik teorisi birbirini tutmuyordu.  Yani atom üstü parçacıklar olan bizler önümüzde duran duvarın ne kadar denersek deneyelim bir zıplayışta arka tarafına geçme imkanı yok iken atom altı parçacıkların elektron tabancısı ile duvarın arka tarafına geçmesi gayet deneyler ile mümkün olabiliyordu.

    İşte bilim adamları ve bu konuya kafa yoran düşünürler kuantum ve genel görelilik kuramını birleştiren ve tek bir teoride buluşturan bir yeni teori üzerinde çalıştırlar İşte herşeyin teorisi dediğimiz sicim teorisinin temelleri buradan atıldı. Peki nedir sicim teorisi temelde neyi söylemektedir.

    Sicim teorisi temelin evrenin bütün hareket yasalarını tek bir teoride toplayan bir teoridir. 80 li yıllarda yapılan çalışmaların pek fayda getirmemesi sebebiyle bir süre ara verilse de 2000 li yıllardan sonra tekrar önem kazanan ve üzerinde araştırmalara devam edilen bir teori olmuştur.Sicim teorisi en temel de yoktan varolmanın bilimsel açıklamasını yapmaktadır. Bu iddia bilimsel olarak ciddi bir iddia olup ispatlanması da oldukça güçtür. Çünkü evrendeki yoktan varolmayı açıklamak için evrenin oluştuğu o büyük büyük patlama(the big bang) anına inmek gerekmektedir. Bu ana inmek içinde malesef şuan bilimsel teknoloji uygun değildir. Çünkü planck sabiti diye tabir edilen saniyenin on üzeri -34 biri olan bir süreye inmek gerekmektedir. Dünyada bu şekilde büyük bir atom çarpıştırıcı bir laboratuvarı malesef ki mevcut değildir.

    Sicim teorisi yoktan varolan atomların kütlesini kütle yapan şeyin ne olduğunu en temelde bulmaya çalışmaktadır. Örnek olarak bir dünyada bulunan bir taşın ağırlığı yoktan nasıl oluşmuştur. Kütlesini oluşturan şey nedir sicim teorisi bu soruların cevabını aramaktadır. İşte bu noktada sicim teorisi atomların ağırlıklarını sicimler diye tabir ettiği kütlesiz ve ağırlıksız küçük iplik parçası diye tabir ettiği şeylerin titreşimleri sayesinde atomlarda ağırlığın meydana geldiğini iddia etmektedir. Bu şekilde ağırlık oluşarak atomların evrene yayıldığını ve şekilde yıldızların galaksilerin ve gezegenlerin oluştuğunu iddia etmektedir.

    Sicim teorisi için ilk olarak bahsettiğimiz iddialar aslında bundan sonra anlatacaklarımız içinde çok daha basit kalmaktadır.Şöyle ki sicim teorisi büyük patlama gibi daha bir çok öncede biyük patlamalar yaşandığını ama bu durumu bizim bilmediğimizi, yine evrende her ne kadar biz insanlar olarak 3 boyut olarak evreni kabullensek de 12-14 boyutlu evrende yaşamların olduğunu iddia edecek kadar cesur bir teoridir.

    Sicim teorisi dünyayı bir atom olark kabul ettiğimizde ağaçların bir ipliksi bir sicim olduğunu ve ağaçların ise titreşimler etkisinde ağırlık oluşturduğunu bu şekilde atomlarda ağırlığın oluştuğu ve bu kapsamda da evrende yaşamın başladığını iddia etmektedir.Özellikle bizim dünyamızda önce prokaryot hücreler sonra çekirdekli hücreler ve akabinde de çok hücreli canlıların oluştuğu ve evrimin bu şekilde devam ettiğini iddia etmektedir.

    Sicim teorisi evreni anlamlandırma noktasında iddialarını daha da ileri taşıyarak bilim dünyasında genel kabullerin aksine büyük patlamayı da sıradan bir patlama olarak görmektedir. Büyük patlamalar gibi daha bir çok evrende patlamalar olduğunu fakat bu durumu ispat edemediğimiz için büyük patlamayı kabul ettiğimiz iddia etmektedir.

    Yine sicim teorisi titreşimler ile ağırlığın meydana geldiğini söylediği sicimler ile kuantum ve genel görelilik kavramını da birleştirdiğini iddia etmektedir.Çünkü atom altı parçacıklar ile atom üstü parçacıkların daha evvel geldiği noktanın sicimler olduğunu, sicimler sayesinde evrendeki özellikle hareket yasalarının birbiri ile uyuştuğunu iddia etmektedir. Bilim dünyasının bu kapsamda Cern’de yapılan deneyleri devam etmekte olup yakın bir zamanda da bu teorinin ispatlanma durumu biraz daha zaman alacak gibi durmaktadır.

    Ayrıca yazımız içeriğinde bahsettiğimiz üzere sicim teorisi yaşadığımız evrende 3 boyutun değil, 12-14 civarında farklı boyutların olduğunu fakat bu durumun bizler tarafından bilinmediğini de iddia etmektedir. Bu kapsamda verdikleri örnek ise, bir hortum üzerinde gezen karınca için dünyanın iki boyuttan ibaret olduğu ve üç boyuttan haberdar olmadığıdır. Fakat bizim için ise yaşam 3 boyutludur. Kim bilir belki de bizim farketmediğimiz evrende yaşam boyutları mevcut olabilir.

    Sizlere yazmış olduğum yazı bir bilim makalesi olmaktan ziyade merak duygularınızı artırmak ve sicim teorisi üzerine araştırma ve okuma yapmaya ve en temelde bilim üzerine araştırmalar yapmasını sebep olmak istememdir. Okuyucunun ilgi ve merakı konusunda haftalık olarak bilim üzerine farklı konulara yazı yazmak üzerine hoşçakalın.

    Bir bilim sorusu: ışık hızı ile giden bir yürüyen merdivene bindiğimizde merdiveni yüreyerek mi daha hızlı yukarı ulaşırsınız yoksa yürüyen merdiven de bekleyerek mi daha hızlı yukarı oluşırsınız. Cevabı bir sonraki yazımızda.

    Son Haberler

    75 MİLYON YILLIK T-REX’İN MİDESİNDE İKİ YAVRU DİNOZOR FOSİLİ ÇIKTI

    Fosil, midesinde av maddeleri korunmuş olan ilk tiranozor iskeleti. Bilim insanları 5 ila 7 yaşlarında...

    ISPARTA32SPOR’A HAKEM TOKADI

    Türkiye Futbol Federasyonu 2. Lig Kırmızı Grupta mücadele eden Isparta32spor deplasmanda Mehmet Küçük Durmuş...

    KEDİ SAHİBİ OLMAYLA ŞİZOFRENİ ARASINDA GİZEMLİ BİR BAĞLANTI BULUNDU

    Yeni bir araştırma, kedi sahibi olmanın şizofreniyle ilişkili bozukluklara yakalanma riskini iki katına çıkarabileceğini öne sürüyor. Avustralyalı...

    ANTİBİYOTİKTE TÜRKİYE DÜNYADA 3’ÜNCÜ SIRADA

    Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre Türkiye, antibiyotiklerin basit hastalıklara karşı etkisiz kaldığı ülkeler arasında...